Türkiye yüzde 49,8'lik kadın nüfusuyla kadın-erkek sayısının neredeyse eşit olduğu bir ülke. Ancak bu eşitlik kendini "kafa sayısı" kadar eğitim ve istihdamda göstermiyor.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın verilerine göre ise Türkiye, cinsiyet eşitsizliği sıralamasında 179 ülke arasında 71'nci sırada. Türkiye'nin hemen üzerindeki üç ülke ise Küba, İran ve Gürcistan.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı "İstatistiklerle Kadın" başlıklı raporuna göre söz konusu eşitsizliğin ve diğer sosyal verilerin detayları ise şöyle:
TÜİK verilerine göre yaşı 25'in üzerinde olan nüfusun yüzde 5,1'i okuma yazma bilmiyor. Bu kişilerin yüzde 1,6'sı erkek, yüzde 8,5'i ise kadın. Yani 3 milyon 423 bin kadın, bir satır okuyabilmek için başkalarına muhtaç.
Yüksekokul veya fakülteden mezun olanların oranına bakıldığında ülke genelinde çok parlak bir tablo çizilmiyor. Söz konusu eğitim seviyesine sahip kişilerin oranı yüzde 16,5. Bunun yüzde 18,8'i erkek, yüzde 14,2'si kadın.
2016 yılında Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki istihdam edilenlerin oranı yüzde 46,3. Bu oran erkeklerde yüzde 65,1, kadınlarda ise yüzde 28.
Erkeklerin işgücüne katılım oranı yüzde 72 oranında gerçekleşirken, kadınlarda bu oran yüzde 32'de kaldı.
Kadın çalışanların varlığı kendini yalnızca tarım ve hizmet sektörlerinde gösteriyor. Sanayi çalışan kadınların sayısı ise erkeklerin yarısı. Buna göre tarımda erkek istihdamı yüzde 15,5 iken kadın istihdamı yüzde 28,7. Ancak kırsalda çalışan her beş kadından dördü kayıt dışı. Yani herhangi bir sağlık güvenceleri yok.
Toplam istihdamı yüzde 53,7 olan hizmet sektöründe kadın erkek sayısı birbirine yakın. Erkeklerin yüzde 53'ü, kadınların yüzde 55,4'ü bu sektörde var.
Gelişmiş ülkelerin lokomotifi konumundaki sanayi sektöründe ise erkekler yüzde 31,6 oranında istihdam edilirken, kadınlarda bu oran yüzde 15,9'da kalıyor.
Şirketlerde üst düzey ve orta kademe yönetici pozisyonundaki kadın oranı dört yılda yalnız yüzde 2 artarak yüzde 16,7 seviyesinde gerçekleşti.
Yükseköğretim istatistikleri sonuçlarına göre 2007 yılında erkek profesörlerin/okutmanların oranı yüzde 59,9 iken kadın profesörlerin/okutmanların oranının yüzde 40,1'di. Bu oran, 2016 yılında erkeklerde yüzde 56,9’a geriledi kadınlarda yüzde 43,1’e yükseldi.
TÜİK'in Kasım 2017 verilerine göre, istihdam kapsamındaki 8 milyon 904 bin kadından 2 milyon 142'si ücretsiz aile işçisi. Çalışsın veya çalışmasın, evin tüm yükü kadınların üzerinde. Kadınlar ev ve aile bakımına günlük 4 saat 17 dakika zaman ayırırken, erkeklerin ayırdığı süre sadece 51 dakika.
Aile yapısı araştırmasına göre ise eşler arasında en fazla sorun yaşanan konu ev ile ilgili sorumluluklar ve finansal sıkıntılar.
Eşinin gelirinin yeterli olmaması konusunda kadınlar yüzde 7,3, erkekler yüzde 3 oranında, ev ile ilgili sorumluluklarda kadınlar yüzde 7,1, erkekler yüzde 4,6 oranında, sigara alışkanlığı konusunda ise kadınlar yüzde 6,7, erkekler yüzde 3,7 oranında sorun yaşadı.
TÜİK verilerine göre 2011-2016 yılları arasında 15 yaş altı 2 bin 493 çocuk zorla evlendirildi. Bu sayı 15-17 yaş arası çocuklarda 127 bin 928.
2017 yılı için ise kendi rızasıyla ilk kez evlenme yaşı ortalama 24,6 oldu. İlk evlenme yaşının en yüksek olduğu il, erkeklerde 30,6, kadınlarda 28,2 ile Tunceli. İlk evlenme yaşının en düşük olduğu il ise erkeklerde 25,8 ile Niğde ve Şanlıurfa, kadınlarda 21,6 ile Ağrı.
2016 sonuçlarına göre; doğuşta beklenen yaşam süresi, Türkiye geneli için toplamda 78. Bu sayı, erkeklerde 75,3 ve kadınlarda 80,7 yıl.
2016 yılında ölüm vakalarının nedenleri arasında ilk sırada yüzde 39,8 ile dolaşım sistemi hastalıkları, ikinci sırada, yüzde 19,7 ile iyi ve kötü huylu tümörler, üçüncü sırada ise yüzde 11,9 ile solunum sistemi hastalıkları yer aldı. Kadınların ölüm nedenlerinde de ilk sıra yüzde 43,9'la dolaşım sistemi hastalıklarının.
Türkiye'de 15 yaş ve üstü obez bireylerin oranı 2014-2017 yılları arasında yüzde 19 seviyelerinde kaldı. 2016 verilerine göre ise erkeklerde obeziye yüzde 15,2. Kadınlarda ise her 100 kişiden 24'ü obez.